Çoğu zaman kişiler, karşısında bulunan sevdikleri
insanlara sevgilerini belli etmezler. Bu genelde psikolojik bir tavır olmasına
rağmen, çoğu zaman kişileri şımartmamak, bu sevginin zaten var olduğunu bilmesi
ile bağlarının kuvvetli olmasını sağlayacak girişimleri bırakmaması içindir.
Bunu manen hisseden ve sevildiğini bilen kişiler karşısındakilerin onlara
vereceği kararlara, yanlışta olsa yaratılacak problemlere, kızılan anlara veya
bağrış kıyamet geçen zamana aldırış etmez. Çünkü bilirler ki; bu kızmaların, bu
kızgınlıkların hepsi onların iyiliği içindir. Bu yüzden seven kişi, sevdiğine
zulüm ediyormuş gibi görünür.
Benim Çarşamba'ya olan sevgim de biraz marazidir,
eleştirilerimde ondan beklentilerimin yüksek olmasının yarattığı düş
kırıklığının payı olsa gerek, yoksa coğrafi olarak cezbedici bir konumu vardır
sevgili ilçemin. Köyde(şimdilerde: Çarşambanın mahallesi oldu ama benim gözümde
ve gönlümde hala köy olarak kalacaktır) bahçeme sığınan yaralı bir köpek uzun
bir tedavi sonucu iyileşti ve dokuz adet birbirinden güzel yavru yaptı.
Bahçemde böyle bir sokak köpeğini(hem de dişi, hem
de gebe) barındırdığım için tüm komşularımla kanlı bıçaklı oldum."efendim
üç ay sonra ben Samsuna gidince bu köpekler ne olacakmış?"çoluk, çocuğa
zarar verirlerse bana bunun hesabını sorarlarmış" en çok üzüldüğüm ise
"solcular hep böyle olurlar,Allahın sahip çıkmadığına sahip çıkarlar"
dedikoduları oldu. Adım neredeyse "İT ÇOBANI" olacak. Köy kahvesinde
toplantı yapıp soruna açıklık kazandırmak istedim. Sonuç bildirgesi:
1:)kapıma sığınan düşmanım bile olsa geri çevirmem.
Kaldı ki köpekler düşmanım değil, konuklarım
2:)Köpekler insanoğlunun evcilleştirdiği ilk
canlıdır ve kadim dostudur. Dostluk vefa gerektirir.
3:)Köpek dostlarımın çevreye verdikleri her zarar
kuruşu kuruşuna tanzim edilecektir.
4:)Dostlarımın her birinin adı vardır, bundan sonra
onlardan bahsedilirken isimleri kullanılacaktır.
5:)kasti olarak dostlarıma fiili veya sözlü şiddet
gösterenler kim olduğuna bakılmaksızın misli ile cevap bulacaklardır.
6:)Belediye başganı enişteniz, benim köpeklerimle
derdi olan başgan eniştesine başvursun.
İkram edilen çayı bardağı ile kahvenin ortasına
boca edip eve döndüm. Aslında bilseler bu dostlarım onlardan misli ile soylular
benden önce kucaklayıp baş tacı yaparlar, her biri pırlanta GOLDEN ROTWEİLER. Köy
imamları gibi yine gameti uzattım, konunun aslından uzaklaştım. Diyeceğim
koskoca Çarşamba’da köpek maması satan bir bakkal, eczane, baytar ofisi, market
bulamadım.
Bazı parametreler vardır kalitenin göstergesidir. Uzun
uzun sosyolojik analizler yapmaya gerek yoktur bir coğrafyanın ne olduğu
konusunda bir köpek maması bile yeter. Oysa 80’li 90’lı yıllarda Çarşamba’da
kedi ve köpek maması üretimi ve ihracatı yapan fabrika vardı. HASBİ MENTEŞOĞLU
(Nam-ı diğer Hasbi ağa) ruhuna rahmet, kim ne derse desin bir fenomendi
ÇARŞAMBA için. Nereden nereye geldiğimizin ilginç bir göstergesi. Haaa, unutmadan
sorayım şu anlı şanlı AVM ‘nizin adı neydi sahi?
/Cemil BİÇER
03.08.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder