Kültür, bir milletin diğer milletten en ayırıcı
özellikleridir. Örneğin Alman kültürü, Türk kültürü ya da Amerikan kültürü
gibi. Bu açıdan değerlendirildiğinde; kültür toplumları başka toplumlardan
ayıran karakteristik özellikler olarak da tanımlanabilir. Türk kültüründe çay
öne çıkarken Amerikan kültüründe kahve ön plana çıkmaktadır. Benzer şekilde
Amerikan kültüründe her şey normale göre daha büyüktür. Örneğin ABD’de bir hamburgerciye
gittiğinizde aldığınız hamburger, burada yediğinize göre daha büyüktür. Kola da
elbette daha büyüktür.
Kültürün bu özelliği, işletmelerin iş yapış
karakterinde de belirleyici olmaktadır. Örneğin; bir toplantıya gideceğinizde
davetiye üzerinde yazan saatten 30 dakika sonrasına göre kendimizi
ayarlamaktayız. Çünkü biliriz ki toplantı yazılan saatte kolay kolay başlamaz.
Bir başka
örnek de yola çıktığımızda otobüste veya uçakta hiç fark etmez yanımızdaki
yolcu ile muhakkak konuşur ve kendisi hakkında en derin bilgilere sahip oluruz.
Örneğin bir misafirimiz bizden ayrıldığında mutlaka arkasından su dökeriz.
Yıllar önce yolcusunu havaalanından gönderen bir kişinin gidenin arkasından su
döktüğüne şahit olmuştum. Otobüse veya uçağa bindiğimizde yanımızdaki kişi ile
sohbet başlatmak için ilk soru “hemşehrim yolculuk nereye” olmaktadır.
Kültür, aslında bizi anlatır. Bizi diğerlerinden
farklılaştıran özelliklerdir. Biz Türkler, kendi kültürel özelliklerimizin ve
kültürel zenginliğimizin çok farkında olmasak da bizi dünya ölçeğinde farklı
kılan özellik bizim kültürel özelliklerimizdir. Bizim en tipik hastalığımız,
bizim özelliklerimizi aşağılamamızdır.
Kültür işte bu yüzden özellikle ihracat yapan
şirketler için birkaç kat daha önemli hale gelmektedir. İş yapılacak olan
ülkenin kültürel özellikleri sizin ürününüzü o ülkeye nasıl gireceğini ya da
girmeyeceğini belirleyen en temel parametrelerden birisidir. Örneğin Amerika’da
kola 3 litre
olarak da satılırken; bizde 2.5
litre maksimum satış alternatifidir. Yine benzer şekilde
ülkemizin Doğu ve Güneydoğu coğrafyasında yaşayan insanlar Batıda yaşayan
insanlara oranla acıyı daha fazla tüketmektedir.
Samsun, ülkemiz için oldukça farklı ve güzel bir
yere sahip. Kurtuluş Savaşı’nın ilk kıvılcımlarının yakıldığı kenttir. Kentin
bu özelliği, ilimizi kalan 80 ilden daha farklı bir yere konumlandırmaktadır.
Samsun’da turizm gelirlerinin artırılması için yaşayan bir müzemiz olsa, çok
güzel olur diye düşünüyorum. Bu müzede başta Atatürk olmak üzere Kurtuluş
Savaşı’nda emeği geçenlerin bal mumundan konuşan heykelleri olsa, çok güzel
olur. Atatürk’ün kendi sesinden ve yine silah arkadaşlarının da orijinal
seslerinden bazı şeyler ziyaretçilere aktarılsa; çok güzel olur. Bunun için
Kültür Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi bakanlıkların yanı sıra
AB projelerinden de istifade edilebilir.
Kente gelen turist şirketleri için de uğranacak bir
nokta da yaratmış oluruz. Bunun gibi birkaç nokta daha yaratılırsa; bugün
konaklamayan turistler, orta vadede konaklar ve otellerimizin de doluluk
oranları başta olmak üzere süs eşyaları gibi ürünlerin satışı ile de yerel
esnafa katkı sağlanmış olunur.
/Yetkin BULUT
16 Haziran 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder