17-18 Aralık'ta Atakum Kent Konseyi'nin ev
sahipliğini yaptığı Türkiye Kent Konseyleri Atakum Çalıştayı'nı geride
bıraktık. Türkiye'nin dört bir yanından kent konseylerinin yüzlerce
yöneticisinin katıldığı bu buluşma; kendi alanında şimdiye kadar yapılanların
en üst düzeyde olanıydı. Bu bağlamda yapılan etkinliği diğerleriyle
kıyasladığımızda platformun giderek güçlendiğini ve kapsamının genişlediğini
söylemek yerinde olur. Bir sonraki buluşmada eminim daha fazla kent
konseyinden daha fazla katılımla sürecin devam ettiğini gözlemleyeceğiz.
Çalıştayın Türkiye geneli, Karadeniz Bölgesi ve
Samsun yerelinde pek çok önemli ve güncel soruna değinmesinin yanında belki de
en önemli çıktısı "kent konseylerinin toplumun ve yöneticilerin dikkatini
ve ilgisini çekmeye başlamasıdır." Bu
önemlidir. Çünkü kent konseyleri, toplum ve yönetim arasında duran ve her iki
tarafı olabildiğince birbirine yakınlaştırmaya çalışan bağımsız
yapılanmalardır. Doğal olarak her iki tarafın ilgisini çekebilmek kendi
görevini daha iyi yapabilmek adına önemli bir aşamadır.
Atakum'da yapılan Kent Konseyleri Çalıştayı,
Türkiye'nin dört bir yanından gelen kent konseylerinin yöneticilerinin yanı
sıra; iktidar ve muhalefetteki partilerin yöneticilerinin, kamu
yöneticilerinin, farklı siyasal partilerden belediye başkanlarının, tüm
demokratik kitle örgütlerinin yönetici ya da temsilcilerinin "zorunlu
kalmadan" "davete icap"
ettiği bir etkinlik olmuştur. Samsun'daki bürokratların ve siyasilerin daha
geniş katılımlarını ilerleyen dönemlerde tabii ki bekliyoruz. "Bürokrasiyle
değil, daha çok demokrasiyle yönetildiğimizde" bu da olacaktır.
Çalıştayda sonuçları ve çıktıları
değerlendirdiğimizde kent konseylerine, yöneticilere ve kamuoyuna ilişkin
ilkeler ve mesajlar ortaya konulmuştur. Bunlardan
bence en önemlileri:
"Kent Konseylerinin bağımsız kişiliklerinin
korunmasına özen gösterilmesine, siyasi
partilerin ya da belediye başkanlarının kullanabilecekleri arka bahçeler olarak
algılanmasına yol açabilecek eylem ve yaklaşımlardan özenle uzak durulması
gerektiği…"
"Kent Konseyleri yalnızca yerel yönetimleri
ilgilendiren çalışma alanları ile kendilerini sınırlamak yerine yaşam
alanlarımızın bütününü kapsayan çevreden,
enerji üretimine, belediye hizmetlerinden, sağlık, eğitim gibi kamusal
hizmetlerin sunumuna kadar bütün alanları takip etmesi, memnuniyetsizliklerin
ve aksaklıkların ortaya çıkarılmasında, kamunun ikaz edilmesinden başlayarak
ortak tepkinin örgütlenmesi ve harekete geçirilmesi konusunda görev
alacaktır."
…
Emek veren herkese içten teşekkürler. Yola devam.
28.12.2011
/Dr Murat
ERKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder