Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin borç rakamlarına
akıl erdiremediğimi ve nedenlerini yazdığım dünkü yazımı “hesap işine devam
edeceğiz” diyerek noktalamıştım. Bıraktığım yerden devam ediyorum.
Hani Büyükşehir Belediyesi’nin malum internet
sitesinden ve o sitedeki “Proje” ana başlığı altında “Uluslar arası Fon
Kuruluşları Kredi/ Hibe-Hafif Raylı Sistem İçin Kullanılan Fon” alt başlığından
ve altındaki bilgilerden bahsetmiştim ya oradan gireceğim konuya.
Belediyenin proje hakkındaki bilgilendirmesi “106
milyon Euro’ya mal olan projenin 65 milyon Euro’luk ilk kredi anlaşması Avrupa
Yatırım Bankası ile; 30 milyon Euro’luk 2. kredi anlaşması ise OPEC-OFİD ile
yapılmıştır. Projenin tamamlanması için gereken 11 milyon Euro’luk bölüm ise
Belediyemizin öz kaynakları tarafından karşılanmıştır” cümleleriyle başlıyor.
Biz de öyle biliyorduk; daha doğrusu şimdiye kadar
tüm açıklamalar bu yöndeydi. Bugün de böyle başlıyor açıklama ama sonra birden
değişiyor; karşımıza şimdiye kadar hiç açıklanmayan 20 milyon Euro’luk bir 3.
dilim OPEC-OFİD kredisi daha çıkıyor ve toplam kredi miktarı 115 milyon Euro’ya
ulaşıyor. Bunu Belediyenin muhalifleri ya da ben söylemiyorum kendileri
söylüyor. Açıklamanın sonunda bir tablo halinde vermişler kullanılan kredileri,
tarihleri, miktarları ve nereden aldıklarını tek tek dökerek.
Belediyenin kendi verdiği bilgiye göre Hafif Raylı
Sistemin ilk kredi sözleşmesi 10 Mayıs 2006 tarihli ve tam 65 milyon Euro
tutarında. Bu sözleşme AYB(Avrupa Yatırım Bankası) ile yapılmış. İkinci
sözleşme OPEC-OFİD ile ve 28 Kasım 2008 tarihli. Tutarı ise 30 milyon Euro. Bu
OPEC-OFİD ile imzalanan ikinci bir sözleşme daha var ve tarihi çok yeni, 23
Ağustos 2010, tutarı da 20 milyon Euro. İşte bilinmeyen de bu dilim. Üç rakamı
toplayınca karşımıza çıkan toplam kredi miktarı, şimdiye kadar sandığımız gibi,
95 milyon Euro değil 115 milyon Euro oluyor. Yani maliyetinden 9 milyon Euro
daha fazla kredi. İşte zaten burada çatallaşıyor.
Ne diyordu Belediye’nin tanıtım yazısının girişinde
“ 106 milyon Euro’ya mal olan projenin 65 milyon Euro’luk ilk kredi anlaşması
Avrupa Yatırım Bankası ile; 30 milyon Euro’luk 2. kredi anlaşması ise OPEC-OFİD
ile yapılmıştır. Projenin tamamlanması için gereken 11 milyon Euro’luk bölüm
ise Belediyemizin öz kaynakları tarafından karşılanmıştır” denmiyor muydu? İşte
zurnanın zırt dediği ve kafaların karıştığı yer de burası.
Eğer bu proje gerçekten 106 milyon Euro’ya çıktıysa
ve bunun “11 milyon liralık kısmı da Belediyemizin öz kaynakları tarafından
karşılandı” ise bu 20 milyon Euro’luk 3. dilim kredi niye alındı ve nerede
kullanıldı? Yoksa proje bize söylenenden daha pahalıya mı mal oldu?
Hepi topu 24 satırlık bir kısa bilgilendirme metni.
Başıyla sonu farklı, bir bilgi diğerini tutmuyor. Metnin hazırlanmasında mı
ciddiyetsizlik var yoksa gerçeklerin halka açıklanmasında bir gizlilik, bir
sıkıntı mı söz konusu? Hangisi? Gerçi çok da önemi yok. Hangisi olursa olsun,
ikisi de hoş değil, birisi devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz diğeri de şeffaf
yönetimle.
Zamanın Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından
Mehmet Atalay, 29 Mart 2009 Yerel Yönetimler Seçimi öncesinde “Samsun
Büyükşehir Belediyesi’nin Yusuf Ziya Yılmaz yönetimde geçen on yılda 1.070
gayrı menkul sattığını” öne sürmüş ve bu iddialar yalanlanmamıştı.
Gözüken o ki Yusuf Bey ve yönetimi 1999’dan bu yana
geçen 12 yıllık süreçte geçmişimizi satarak tüketirken geleceğimizi de
borçlanarak ipotek altına koymuş. Belediyenin borçlarını ne Yusuf Ziya Yılmaz
ödeyecek ne de mesai arkadaşlar. Bu kent ödeyecek, bu kentte yaşayan bizler ve
bizim çocuklarımızı ödeyecek. Muhtemelen de 2029’a kadar ve henüz oranlarını ve
miktarını bilmediğimiz faizleriyle birlikte.
Allah, Yusuf Bey’den sonra bu belediyeyi yönetmeye
talip olanlara ve bu kentte yaşayacak olanlara yardım etsin. Amin…
19.05.2011
/Osman KARA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder