Geçenlerde bir tamirat işi için eski Sanayi
sitesine yolum düştü. Bir yanda işim hallolurken diğer yanda civardaki esnafın
koyu sohbetine dahil oldum. Konu politik ağırlıklı olsa da esas yakınma nedeni
esnafın kendi ekonomisi idi. Mümkün olduğunca az söze karışarak daha ziyade
onları dinlemeyi yeğledim. Hemen hemen hepsi de gün geçtikçe yoğunlaşan
işsizlikten şikayetciydiler. Daralan
piyasa koşulları nedeniyle hem iş yoğunluğunda hem de karlılıklarında önemli
azalmalar yaşadıklarını açık seçik dile getirdiler. İlerisi için de umutlu görünmediler.
Bir ara lafa karıştım. Bakın televizyonlar ve
yabancılar Türkiye' nin ekonomisini öve öve bitiremiyorlar deyince ‘Yücel
Abi, Bırak sen onların yağ
çekmesini! yılda 60 milyar dolar cari
açık veren bir ülkenin ekonomisi nasıl
iyi olurmuş anlayamıyoruz. Esas ekonomi bizleriz. Biz de görüyorsun işsizlikten
bu sohbetlere vakit ayırabiliyoruz. Eğer işler açık olsa bizi burada bulabilir
misin? Tuvalete bile gitmeyiz deyince gülümsemeden edemedim. ‘Siz yine
şükredin, çoğunuz sanatınız ile kazanıyorsunuz. Şehirdeki esnaf sizlerden daha çok yakınıyor’
deyince ‘Onların işi daha da zor. Açılan
her alışveriş merkez i yerli esnafı her geçen gün geriye götürüyor. Ayrıca bu
çarşılar Samsun’da piyasada dönen parayı adeta bir sünger gibi emerek büyük
şehirlerdeki merkezlerine taşıyor.
Eskiden bu para şehre yayılır ve bir hareket,
canlılık yaşanırdı. Şimdi bunların şehre tek katkısı ise karın tokluğuna gün
boyu tezgahta çalışan çocuklarımızın bulduğu iş oluyor. Üstelik vergilerini de merkezlerinin
bağlı olduğu şehirlerde ödüyorlar. Bir diğeri söze karıştı. ‘Ben Belediye
başkanı veya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı olsam AVM açılışlarına gitmem ve
en azından bir tepki ortaya koyardım’ dediğinde sen haksızsın diyemedim. Ne de olsa ateş düştüğü yeri yakıyor.
Bir değişik yorum da genç bir arkadaştan geldi.
‘Bir yandan bu şartların ağırlığı, öte yandan geçirdiğimiz son sel felaketi
neredeyse belini büktü. Sigortalı olanlar hariç çoğumuz ağır ziyana uğradık ‘
deyince bir diğeri ‘Şimdi de bu bölgede sel emniyeti yok diye sigorta da
yapmıyorlar’ dedi. Bu konuda daha
etraflı bilgi edinmek için 3 ayrı
şirketin Samsun temsilcisine sordum ve aynı cevabı aldım. ‘Bu bölgede
yapacağımız sigortalarda sel faktörünü şirket kabul etmiyor. Yani sigortalanan
mekan sele karşı korumalı olmuyor’ bilgisini alınca bu sefer tanınan sigorta
şirketlerinden birkaçının İstanbul merkezlerini arayıp kendileriyle konuştum ve
daha önce aldığım bilginin doğruluğu
bana ifade edildi. Aynı zamanda şu ilginç bilgileri de edindim; ‘Şirket olarak
yaptırdığımız incelemelerde bölgeye yolladığımız riziko teftiş elemanları
bölgeyi ve yapılan çalışmaları inceledikten sonra bir rapor hazırlıyorlar.
Bu raporların ortak noktası ise bölge hala bir sel
felaketi riskine açık. Yani Büyükşehir
Belediyesince yapılan ıslah çalışmaları bölgeyi sel teminatı altına almak için
yeterli gözükmüyor. Biz de bu raporlara istinaden bölgede sel teminatını
çıkarıyoruz’ dediler ve eklediler. ‘ 2009 yılında İkitelli' de Basın Ekspres yolundaki Ayamama deresinin
taşmasıyla yaşanan sel felaketi sonrası bu bölge aynı Samsun’da olduğu gibi
sigorta şirketlerince sel teminatı dışına çıkartıldı. İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin bölgede yaptığı ıslah çalışmaları
sonrası sigorta şirketlerine verilen brifinde
böyle bir yağışın tekrarı halinde bölgenin zarar görmesinin normal bir risk haline indirildiğinin kabul
görmesi üzerine hazırlanan riziko teftiş raporları sonucu bölge yeniden sigorta
şirketlerince sel teminatlarına alındı.’
Bu kısaca şu demek oluyor. Büyük Şehir
belediyemizin bölgede yaptığı çalışmalar ya yeterli bulunmuyor ya da bu çalışmaların inandırıcılığı sigorta
şirketlerine tam anlatılamamış . Her iki
şıkta da bir eksiklik var. Hele birinci şık vebali daha ağır bir ihmal
olacaktır. Bölgenin sigorta şirketlerince tekrar sel teminatı altına alınması
ile vatandaşımız daha rahat bir nefes alacaktır. Bunun için de şayet
yeterli ise Samsun Büyük Şehir
Belediyesi yaptığı ıslah çalışmalarının inandırıcılığını sigorta şirketlerine
belgelemesi gerekir . Umarız bu konuda
bir çalışma içindedirler.
/Yücel TÜRE
15 Nisan 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder