15 Nisan 2013 Pazartesi

Yılanlı Dere Islah Çalışmaları Yeterli Değil Mi?

Geçenlerde bir tamirat işi için eski Sanayi sitesine yolum düştü. Bir yanda işim hallolurken diğer yanda civardaki esnafın koyu sohbetine dahil oldum. Konu politik ağırlıklı olsa da esas yakınma nedeni esnafın kendi ekonomisi idi. Mümkün olduğunca az söze karışarak daha ziyade onları dinlemeyi yeğledim. Hemen hemen hepsi de gün geçtikçe yoğunlaşan işsizlikten şikayetciydiler.  Daralan piyasa koşulları nedeniyle hem iş yoğunluğunda hem de karlılıklarında önemli azalmalar yaşadıklarını açık seçik dile getirdiler.  İlerisi için de umutlu görünmediler.

Bir ara lafa karıştım. Bakın televizyonlar ve yabancılar Türkiye' nin ekonomisini öve öve bitiremiyorlar deyince ‘Yücel Abi,  Bırak sen onların yağ çekmesini!  yılda 60 milyar dolar cari açık veren bir ülkenin ekonomisi  nasıl iyi olurmuş anlayamıyoruz. Esas ekonomi bizleriz. Biz de görüyorsun işsizlikten bu sohbetlere vakit ayırabiliyoruz. Eğer işler açık olsa bizi burada bulabilir misin? Tuvalete bile gitmeyiz deyince gülümsemeden edemedim. ‘Siz yine şükredin, çoğunuz sanatınız ile kazanıyorsunuz. Şehirdeki  esnaf sizlerden daha çok yakınıyor’ deyince  ‘Onların işi daha da zor. Açılan her alışveriş merkez i yerli esnafı her geçen gün geriye götürüyor. Ayrıca bu çarşılar Samsun’da piyasada dönen parayı adeta bir sünger gibi emerek büyük şehirlerdeki merkezlerine taşıyor.

Eskiden bu para şehre yayılır ve bir hareket, canlılık yaşanırdı. Şimdi bunların şehre tek katkısı ise karın tokluğuna gün boyu tezgahta çalışan çocuklarımızın bulduğu iş oluyor. Üstelik vergilerini de merkezlerinin bağlı olduğu şehirlerde ödüyorlar. Bir diğeri söze karıştı. ‘Ben Belediye başkanı veya Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı olsam AVM açılışlarına gitmem ve en azından bir tepki ortaya koyardım’ dediğinde sen haksızsın diyemedim.  Ne de olsa ateş düştüğü yeri yakıyor.

Bir değişik yorum da genç bir arkadaştan geldi. ‘Bir yandan bu şartların ağırlığı, öte yandan geçirdiğimiz son sel felaketi neredeyse belini büktü. Sigortalı olanlar hariç çoğumuz ağır ziyana uğradık ‘ deyince bir diğeri ‘Şimdi de bu bölgede sel emniyeti yok diye sigorta da yapmıyorlar’ dedi.  Bu konuda daha etraflı  bilgi edinmek için 3 ayrı şirketin Samsun temsilcisine sordum ve aynı cevabı aldım. ‘Bu bölgede yapacağımız sigortalarda sel faktörünü şirket kabul etmiyor. Yani sigortalanan mekan sele karşı korumalı olmuyor’ bilgisini alınca bu sefer tanınan sigorta şirketlerinden birkaçının İstanbul merkezlerini arayıp kendileriyle konuştum ve daha önce  aldığım bilginin doğruluğu bana ifade edildi. Aynı zamanda şu ilginç bilgileri de edindim; ‘Şirket olarak yaptırdığımız incelemelerde bölgeye yolladığımız riziko teftiş elemanları bölgeyi ve yapılan çalışmaları inceledikten sonra bir rapor hazırlıyorlar.

Bu raporların ortak noktası ise bölge hala bir sel felaketi  riskine açık. Yani Büyükşehir Belediyesince yapılan ıslah çalışmaları bölgeyi sel teminatı altına almak için yeterli gözükmüyor. Biz de bu raporlara istinaden bölgede sel teminatını çıkarıyoruz’ dediler ve eklediler. ‘ 2009 yılında İkitelli' de  Basın Ekspres yolundaki Ayamama deresinin taşmasıyla yaşanan sel felaketi sonrası bu bölge aynı Samsun’da olduğu gibi sigorta şirketlerince sel teminatı dışına çıkartıldı. İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin bölgede yaptığı ıslah çalışmaları sonrası sigorta şirketlerine verilen brifinde  böyle bir yağışın tekrarı halinde bölgenin zarar görmesinin  normal bir risk haline indirildiğinin kabul görmesi üzerine hazırlanan riziko teftiş raporları sonucu bölge yeniden sigorta şirketlerince sel teminatlarına alındı.’

Bu kısaca şu demek oluyor. Büyük Şehir belediyemizin bölgede yaptığı çalışmalar ya yeterli bulunmuyor  ya da bu çalışmaların inandırıcılığı sigorta şirketlerine tam anlatılamamış . Her  iki şıkta da bir eksiklik var. Hele birinci şık vebali daha ağır bir ihmal olacaktır. Bölgenin sigorta şirketlerince tekrar sel teminatı altına alınması ile vatandaşımız daha rahat bir nefes alacaktır. Bunun için de şayet yeterli  ise Samsun Büyük Şehir Belediyesi yaptığı ıslah çalışmalarının inandırıcılığını sigorta şirketlerine belgelemesi  gerekir . Umarız bu konuda bir çalışma içindedirler.

/Yücel TÜRE
15 Nisan 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder