Gole kadar üç net pozisyon üretti ev sahibi
ekip… Savunmanın gayreti ve kaleci şansı devreye girdi… Sonuç çıkmadı… 20.dakika
da soldan yapılan ortada herkes seyredip, kimse müdahale edemeyince gol geldi… Bu
aslında malumun ilanı idi…
Çünkü bu yapının maçı geriden gelip, lehine
çevirecek ne gücü, ne de yeteneği var! Kim gol attıracak? Aldığı her topu ezen,
jübilesi gelmiş futbolcu resmi veren Mehmet mi? Vaziyeti idare eden bir
anlayışla oynayan Hasan mı? Kanat ta görev yapmasına karşın tek bir atak geliştiremeyen
Halil İbrahim mi? Varlığıyla, yokluğu bir Zola mı?
Bütün yük Mustafa’nın ayaklarına bindi, o
da bir yere kadar gidebildi… Kim gol atacak? Yetenek fukarası, sahada dili
danalar gibi bir oraya, bir buraya koşuşturan, duracağı yeri bilmeyen Alperen
mi? Yoksa, geliştirilen nadide olgun atakları ezen, girdiği ikili mücadelelerde
ayakta kalamayan Murat mı?
Samsunspor’u yönetenlerin, yönettiğini
zannedenlerin ortaya koyduğu menü bu… Nereden yakarsanız, yakın! Kabul
ettirildik, kabul ettik ki bu takım bu haliyle sadece lafta umut pompalar,
icraatta ise şekil A’da olduğu gibi sıfır çeker…
İlk yarının bitmesine bir şey kalmadı… Kurtarıcılar,
He Man’lar, Süpermenler bekleniyor… Bize düşen de… Tahliye bekleyen hükümlüler
gibi elde tespih sabır çekmek…. “Gel devre arası gel, gel” diyerek!...
/Resul
AKÇAY
04.12.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder