Kızılırmak havzasındaki Bafra Ovası ve Yeşilırmak
havzasındaki Çarşamba Ovası’nın yanında Ladik ve Vezirköprü ovaları ile bir
tarım kentidir Samsun! Yer şekillerin nispeten sadeliği ile Karadeniz’in
Anadolu’ya açılan kapısıdır Samsun! Bölgenin tam ortasında bulunması ve hizmet
sektörünün gelişmişliği ile Karadeniz’in kalbidir Samsun! Tarihi ve kültürü ile
kadim bir şehirdir Samsun! Yeşili, mavisi, denizi ve kilometrelerce uzanan
kumsalı ile bir cennet beldedir Samsun! İstiklâl meşalesinin ateşlendiği bir
güneştir Samsun! Kısacası kendine has
özellikleri ve kendine has konumu ile özel bir medeniyet merkezidir Samsun!
Sanayi bir memleketin lokomotifi demektir. En başta
iş demektir, aş demektir, ekmek demektir! Sanayisiz bir kentin varlığı öne
çıkan başka faktörleri yoksa bir önem arz etmez! Dolayısıyla sanayi bölgeleri
bir kent için yaşamsal değerdedir. Ancak sanayi alanları ve organize sanayi
bölgeleri kurulmadan önce çevre ve şehircilik, kültür ve turizm, sağlık ve
ulaşım gibi konular üzerinde derinlemesine yapılan tahliller eşliğinde bugün ve
yarın da dikkate alınarak bir plan ve program çerçevesinde adımlar atılması
gerekmektedir. Çarpık kentleşmede olduğu gibi çarpık sanayileşme de temel bir
şehirleşme sorunudur.
Samsun’da sanayisi nasıl bir fizibilite ve etüt
çalışmasının ürünü ise Tekkeköy’ün cânım sahili sanayi bölgelerine
terkedilmiştir. Bir zamanların karpuz tarlaları ve kumsalla kaplı olan
sahilleri bugün sanayi bölgelerine kurban edilmiş; çevre ve insan sağlığı
açısından potansiyel bir tehdit unsuru haline dönüşmüştür! Oysa sanayi
bölgelerinin ve organize sanayi bölgesinin Kavak Yolu üzerinde uygun bir alanda
kurulmasının ya da oraya taşınmasının şehircilik, çevre, medeniyet, ulaşım ve
sağlık açısından çok daha uygun olduğu ortadadır. Samsun’un çoğunluğunun da aynı düşünce ve
istekte olduğu kanaatindeyim. Zararın neresinden dönülürse kârdır mantığı ile
siyasilerin ve yetkililerin bu olaya bir an önce el atması Türkiye’nin bu
güzide şehrine yapılacak en büyük iyilik olacaktır!
Bilinmelidir ki Samsun bizim mülkümüz değil,
emanetimizdir. Emanete de sadakat gerek…
***
Adını 1250 ilâ 1330 yılları arasında yaşayan Şeyh
Yusuf Zeynüddin’in kurduğu tekkeden alan Tekkeköy’ün tarihi M.Ö. 60.000 yıl
öncesine kadar uzanmaktadır. İlk yerleşim Çınarcık ve Fındıcak vadilerinin
kesiştiği alanda ve mağaralarda olmuştur. Eski Taş Devri, Orta Taş Devri ve
Eski Tunç Devrine ait kalıntılar bulunmuştur. Buluntuları sırası ile Hitit,
Frig, Pontus ve daha sonraki döneme ait medeniyetler izlemiştir. Tarihi alan
Tekkeköy Mağaraları ve Arkeoloji Vadisi adıyla açık ve kapalı müze şeklinde
ziyaretçilerini beklemektedir. Gerek insanlık tarihi ve gerekse kendi tarihimiz
açısından büyük önem arz eden tarihi vadinin hak ettiği şekilde korunması
gerekmektedir.
Çarşamba Ovası’nın batı yakasında kurulan ilçede
Şeyh Yusuf Zeynüddin Camisi ve Türbesi, Çınaralan Camii, Altınkaya Kilisesi ve
Yel Değirmeni diğer tarihi yapılar arasında yer almaktadır.
***
Diğer taraftan Samsun’un ovalarının ve tarım
alanlarının amacı dışında kullanılması veya betonlaştırılması ayrıca acilen
çözüm bekleyen millî meseleler arasında yer almaktadır. Haftaya 29 Ekim ve
Cumhuriyet’e Çıkan Yol başlıklı yazıda görüşmek ümidiyle…
/Tahsin
ÇAYIROĞLU
20.10.2015
http://www.hedefhalk.com/tekkekoy-sanayi-bolgeleri-ve-kavak-yolu-603977yy.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder